Diğer Diş İşlemleri

dental procedure

Diğer Diş İşlemleri

Diş İşlemleri

Ağız ve diş hijyeni, kişilerin özgüveni ve sağlığı açısından oldukça önemli bir konudur. Bunun için düzenli olarak bakım yapmak gerekir. Ayrıca diş hekimine gidip kontrol yaptırmakta da fayda vardır. Olası diş problemlerinde hastalara pek çok işlem uygulanmaktadır. Bu diş işlemleri arasında diş dolgusu, kanal tedavisi ve diş eti tedavileri yer almaktadır. Çeşitli nedenlerden dolayı dişlerde meydana gelen problemleri iyileştirmek için bu tedavi yöntemlerine sıkça başvurulur. Hastaların daha sağlıklı dişlere sahip olmasını sağladığı gibi özgüvenlerini de artırır. Çünkü ağız ve diş yüzde en çok görünen bölgelerden biridir. Bu da kişisel bakım ve sosyal yaşantı açısından bu bölgeye ekstra özen gösterilmesini gerektirir. Dolgu, kanal ve diş eti tedavileri ile ilgili detaylı bilgilere bu yazıdan ulaşabilirsiniz.

Kanal Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Enfekte olan ya da çürüyen dişleri kurtarmak için uygulanan tedaviye kanal tedavisi adı verilir. İltihaplanan ya da enfekte olan pulpa dokusunun çıkarılması, kanal boşluğunun temizlenmesi, şekillendirilmesi ve kanal dolgu maddeleri ile doldurulur. Bu işlemler bütününün genel adına kanal tedavisi denir. Çürük ya da çeşitli travmalardan etkilenen diş köklerinin etkilendiği durumlarda uygulanır. Kanal tedavisindeki amaç, diş kaybının önüne geçmek ve dişin normal fonksiyonlarını yerine getirebilmesini sağlamaktır. Bir dişin sinir dokusu ya da pulpası zarar gördüğünde parçalanıp burada bakteriler çoğalmaya başlar. Bu bakterilerden dolayı yoğun bir enfeksiyon veya apse meydana gelebilir. Çatlamış ya da çürümüş olan dişe kanal tedavisi uygulanması, dişin kurtulmasını sağlar.
Kanal tedavisi nedir sorusu dışında bu işlemden sonra nelere dikkat edilmesi gerektiği de merak edilmektedir. Bunlar sayesinde tedavinin daha başarılı olması sağlanabilir. Kanal tedavisinden sonra dikkat edilmesi gerekenler şunlardır:
  • Kanal tedavisinden sonra sert ve kabuklu yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
  • Ağız ve diş hijyenine dikkat etmek gerekir. Dişlerin hassas odluğu göz önünde bulundurularak dairesel hareketlerle ve nazik bir şekilde fırçalanmalıdır. Bu fırçalama günde en az 2 defa olmalıdır.
  • Kanal tedavisinden sonra olası enfeksiyonların önüne geçmek için düzenli olarak diş ipi kullanılmalı ve dişlerin arası iyice temizlenmelidir. Bu sayede dişlerde plak oluşumunun önüne geçilmektedir.
  • Tedaviden sonra çürük oluşumunu önlemek için şekerli gıdalardan uzak durulmalıdır.
  • Kanal tedavisi yapıldıktan sonra en az 3 saat hiçbir şey yiyip içilmemelidir.

Diş Eti Tedavisi

Diş etinde meydana gelen hastalıkları önlemek için yapılan tedaviler, kısaca diş eti tedavisi olarak adlandırılır. Bu tedavinin başarı oranının yüksek olması, büyük oranda hastanın bilinçli olmasıyla ilgilidir. Çünkü tedavi sonrası ağız ve diş bakımı oldukça önemlidir. Bakteri ve plak temizliği konusunda bilgi sahibi olan hastalar, tedaviden olumlu sonuç alabilir. Diş eti tedavisinde öncelikle dişlerin etrafındaki tüm diş taşları temizlenir. Bu işlem için özel ultrasonik cihazlar kullanılır. Ardından diz yüzeylerine parlatma yapılır. İltihabın derecesine bağlı olarak bazı durumlarda lokal anestezi uygulanır. Diş eti ceplerinin içine ve kök yüzeylerine küretaj ismi verilen diş eti temizliği yapılır. Diş etinin içi ve kemik yüzeyleri temizlendikten sonra diş etlerindeki hastalıklar tedavi edilebilir.
Diş eti hastalığı erken dönemlerde teşhis edilirse, basit yöntemlerle tedavi edilebilir. Eğer tedavi için geç kalınmışsa, diş kaybı yaşanabilir. Erken dönemlerdeki diş eti hastalıklarında yalnızca diş taşı temizliği ve küretaj yeterli olabilmektedir. İlerleyen dönemlerde ise bunlara ek olarak dikişli diş eti ameliyatına gerek duyulabilir. Gerekli durumlarda ilgili bölgeye kemik tozu yerleştirilebilir. Dikiş atıldıktan sonra ise hasta 7-10 gün sonra hastaneye giderek dikişlerini aldırabilir. Diş eti tedavisi sonrası diş taşları, bakteri plağı ve iltihap iyileştirildiği için diş etleri de eski sağlığına kavuşur. Pembe görünümlü, kanamayan diş etlerine sahip olunur ve ağız kokusu da yok olur.
Çürüyen, kırılan ya da çatlayan dişlerin çeşitli materyaller kullanılarak onarılmasına kısaca diş dolgusu adı verilir. Diş, çürük ve artıklardan temizlendikten sonra kalan boşluk bir madde ile doldurulur. Bu işlemde pek çok farklı materyal kullanılabilir. Hatta diş dolgusu malzemesi, dolgunun çeşidine doğrudan adını verir. Seçim yaparken dişin yapısı ve kişinin hassasiyetleri göz önünde bulundurulur. Diş dolgusu türleri ile ilgili aşağıda bilgi verilmiştir:
Amalgam Dolgular
Gümüş, çinko, bakır ve civa karışımıdır. Arka dişlerdeki dolgularda kullanılır. En az 5 yıla kadar dayanıklılık gösterir. Güçlü bir dolgu çeşididir ve çiğneme kuvvetine dayanabilir. Tek seferde bitirilebildiği için oldukça pratiktir. Aynı zamanda en ucuz maliyetli dolgu türüdür. Metalik gri görünümünden dolayı dişin rengine uymaz. Ayrıca içeriğindeki civanın toksik yapısından dolayı günümüzde çok sık kullanılmamaktadır.
Kompozit Dolgular
Diş ile aynı renkte olduğu için doğal bir görünüm sunarlar. Tek seansta yapılabilir. Çürük dişi onarmanın dışında, kırık ya da çatlak diş tedavisinde de kullanılmaktadır. Maliyet açısından düşüktür; ancak dayanıklılık bakımından daha risklidir. Zamanla aşınıp yıpranabilir ve kırılabilir. Kullanım ömrü kişiye bağlı olarak 3 ila 10 yıl arası değişir. Düzenli bir ağız ve diş bakımı yapıyorsanız, sert yiyeceklerden kaçınıyorsanız kompozit dolguları oldukça uzun süre sağlıklı bir şekilde kullanabilirsiniz.
Altın Dolgular
Altın karışımı bir materyalden elde edilen altın dolgular, dayanıklılık bakımından da oldukça avantajlıdır. Çiğneme kuvvetine dayanıklıdır ve paslanmaz özelliğe sahiptir. Diş eti hastalıklarına karşı da iyi bir tolerans sunar. Kullanım süresi her hastada aynı olmamakla birlikte 20 yılı bulabilmektedir. Diş dolgusu çeşitleri arasında en maliyetli olanıdır.
Cam İyonomer Dolgular
Genellikle ön dişlerde ve köke inmiş çürüklerin tedavisinde kullanılır. Süt dişlerinde de kullanıma uygun olduğundan özellikle çocuklar için tercih edilebilecek diş dolgusu çeşitlerinden biridir. 5 yıl ve daha fazla kullanım ömrüne sahiptir. Dişe kenetlendiği için sızıntı önler ve çürük oluşumuna karşı koruma yapar.
Porselen Dolgular
Maliyeti yüksek olsa da renk değişimine uğramaması ve leke tutmamasından dolayı oldukça sık tercih edilir. Özellikle daha fazla işleme gerek duyulan dişler için idealdir. Porselen diş dolgusu, dişe yapıştırarak uygulanır. Ayrıca kişinin ağız yapısına ve diş rengine uygun olarak hazırlanır.
Diş dolgusu yapılmadan önce diş hekimi dişin durumunu inceler. Bu aşamada röntgen görüntüleri ile çürükler ve renk değişimleri tespit edilir. Ayrıca dişlerdeki kırıklar ve çatlaklar da görülür. Diş dolgusu nasıl yapılır sorusunun yanıtı ise şöyledir: Öncelikle diş hekimi, dolgu yapılacak yeri anestezi yardımıyla uyuşturur. Böylece daha rahat ve acısız bir operasyon geçirmek mümkündür. Ancak daha kısa süreli ve basit işlemlerde bu anesteziye gerek duyulmayabilir. Diş tamamen uyuştuktan sonra doktor, bölgedeki çürük, kırık ve çatlakları temizler. Bozuk ve yıpranmış dokuları yok ettikten sonra dolgu yapmaya başlar. Işın cihazını kullanarak boşlukları doldurur. Sonrasında dolgu ile dişi bütünleştirir. Bundan sonra cilalama yaparak diş dolgusu işlemini tamamlar.
Diş dolgusu yapımı bittikten sonra hastadan ağzını açıp kapatması, hareket ettirmesi istenir. Böylece dolgunun hastayı rahatsız edip etmediği kontrol edilir. Eğer böyle bir durum varsa, diş hekimi dolgudaki fazlalık kısmı keser, inceltir veya alçaltır. Bu işlemden sonra diş dolgusu tamamlanmış olur ve diş eski formunu kazanır. Diş dolgusunun süresi hastadan hastaya ve dolgunun yapılma amacına göre değişiklik gösterir. Hangi dişe ya da dişlere dolgu yapılacağı, dolgu için kullanılacak malzeme gibi faktörler bu süreyi etkiler. Ayrıca dişe hangi amaçla dolgu yapılacağı da önemlidir. Çünkü yapılacak işlem buna göre değişiklik gösterir. Örneğin; çatlak dişi onarmak için yapılan diş dolgusu ile kanal tedavisiyle birlikte yapılan diş dolgusunun tedavi süreleri birbirinden farklıdır. Dişe dolgu yapılırken kullanılacak malzemeler oldukça önemlidir. Hastanın beklentilerine ve hassasiyetlerine uygun dolgu malzemesi seçildikten sonra uygun tekniklerle uygulanır.
Diş dolgusu yaptırdıktan sonra özellikle hastalar neler yiyip yiyemeyeceğini merak etmektedir. Dolgunun sağlam kalması ve korunması için bazı konuları bilmek gerekir. Diş dolgusu sonrası dikkat edilmesi gerekenler ile ilgili aşağıda genel bilgi verilmiştir:
  • Diş dolgusu işleminden sonra anestezinin etkisi geçene kadar herhangi bir şey yiyip içilmemelidir. Çünkü uyuşukluğun etkisiyle yanak ısırma, diş kırılması gibi durumlar görülebilir.
  • Uyuşukluğun geçip geçmediğini kontrol etmek için dişlerle dili ya da dudağı ısırarak kontrol edilmemesi gerekir. Uyuşukluk esnasında bu ısırma hafif gelebilir ancak etkisi geçtikten sonra dudağa ya da dile zarar verildiği görülebilir. Bunun yerine parmaklarınızla dudaklarınıza dokunarak kontrol edebilirsiniz. Genellikle 3 saat süren etki, alt çene arka dişlerde 5-6 saati bulabilmektedir. Tabi ki bu süreler kişiden kişiye değişmektedir.
  • Diş dolgusu yaptırdıktan sonra çok sert besinleri dişle kırmaktan kaçınılmalıdır. Bu besinler, doğal dişlere bile zarar verebilirken, dolgulu dişin kırılmasına neden olabilir. Dolgulu dişler, doğal dişin yiyebildiği her şey yenebilir.
  • Diş dolgusu yaptırdıktan sonra, her zaman olduğu gibi, diş sağlığı ve bakımına özen göstermek gerekir. Günde en az 2 defa dişler fırçalanmalı ve düzenli aralıklarla diş ipi kullanılmalıdır.
  • Diş dolgusu yaptırdıktan sonra aşırı soğuk veya sıcak yiyecek ve içecekler bu bölgede hassasiyete neden olabilir. Bu nedenle bu besinlerden uzak durmak gerekir.
  • Dolgu yapılan dişte belli bir süre ağrı olabilir; bu normaldir. Ancak uzun süre ağrının şiddetinin azalmaması ve devam etmesi durumunda diş hekimine başvurulmalıdır.
  • Diş dolgusu sonrası yemek yeme konusunda diş hekimin verdiği süre dikkate alınmalıdır. Eğer yeterince beklemeden yemek yenirse, dolgu aşırı sıcaktan dolayı eriyebilir veya kırılabilir.
Kanal tedavisi, bir endodontist veya diş hekimi tarafından yapılır. Bu tedavinin 4 temel amacı; çürük ve enfeksiyonun yok edilmesi, diş kanallarına şekil verilmesi, kanalların doldurulması ve dişin işlevsel hale getirilmesidir. Kanal tedavisi aşamaları ise dişteki hasara bağlı olarak değişiklik gösterir. Genel olarak ise kanal tedavisi şu şekilde gerçekleştirilir:
  • Dişin kök yapısını görmek ve enfeksiyon olup olmadığını tespit etmek için diş hekimi röntgen çeker. Bu sayede dişin hasarı değerlendirilir ve kanal tedavisinin gerekli olup olmadığına karar verilir.
  • Diş pulpasında çok fazla hasar varsa kanal tedavisine başlanır.
  • Dişte apseden dolayı şiddetli bir ağrı varsa tedaviden önce bölgesel anestezi uygulanır.
  • Kanal tedavisinde ilk aşama, dişin içindeki pulpayı dikkatli bir şekilde çıkarma işlemidir. Bu pulpayı çıkardıktan sonra ise kök kanalda yapılacak tedavinin ne kadar süreceği tespit edilir.
  • Uygun büyüklükteki araçlar kullanılarak kök kanallara şekil verilir ve temizlenir.
  • Kanal tedavisinin her bir seansı ortalama 45 dakika sürer. Gerekli adımlardan sonra en az iki defa diş röntgeni çekilir. Dezenfekte işlemi yapıldıktan sonra kanallar kontaminasyondan etkilenmesin diye, kanalın içi kalıcı bir materyal ile doldurulur.
  • Kalıcı dolgu işleminden önce 4-5 gün dişin iyileşmesi beklenebilir ve diş oyuğu geçici bir dolgu ile kapatılır.
  • Sonraki seansta, dişteki geçici dolgu ağrısız bir şekilde çıkarılır ve kalıcı dolgu yapılır. Dental macun ve kauçuk içerikli bir madde ile bu kalıcı dolgu gerçekleştirilir.
Kanal tedavisi nasıl olur sorusunun yanıtı bu şekilde verilebilir. Hastanın durumuna göre bu tedavi esnasında farklı işlemlere de başvurulabilir.
Kanal tedavisi uygulanması gereken durumlar arasında derin çürükler ve diş kemiğindeki çatlaklar yer alır. Eğer diş iyileşemeyecek kadar zarar gördüyse, pulpa kısmı çıkarılır ve diş korunur. Kanal tedavisinin asıl yapılma amacı dişi kaybetmemektir. Çürükten dolayı dişi kaybetme riski varsa, bu durumda kanal tedavisine başvurulur. Kanal tedavisi neden yapılır ve hangi durumlarda gereklidir sorusu şu şekilde yanıtlanabilir:
  • Dişte kendiliğinden meydana gelen ağrı
  • Dişin enfeksiyon kapması sonucu fistül oluşması veya dişte renkleşme meydana gelmesi
  • Soğuk, sıcak veya dişe dışardan etki eden faktörlerden dolayı tetiklenen ağrı
  • Dişin etrafında, diş etlerinde veya lenf bezlerinde oluşan şişlik
  • Dişe dolgu ya da kuron yapılması sonucu hastanın şikayetlerinin devam etmesi
  • Darbe sonucu dişin kökünde meydana gelen kırıklar
  • İlerleyen diş eti hastalıkları ya da diş eti operasyonları sonucu pulpada oluşan hasarlar
  • 20 yaş dişi çekilirken ya da çene kemiğindeki büyük kistler çıkarılırken komşu dişlerin zarar görmesi
Kanal tedavisinin süresi genel olarak 1 seans kadardır. Eğer az sayıda dişe kanal yapılacaksa ve bu dişler tek köklüyse, seans yaklaşık olarak 1 saat sürer. Tedavi yapılacak dişin durumu, diş sayısı, yapısal özellikler, ağız içindeki konum gibi etkenler de kanal tedavisinin süresini belirler. Yani kanal tedavisi ne kadar sürer sorusu için net bir yanıt verilemez. Bu sorunun cevabını almak için bir diş hekimine tedavi olmak gerekir.
Kanal tedavisi yapmak için dişte büyük ve derin bir çürük olması gerekir. Bu çürük dolgu ile tedavi edilemiyorsa ve ağrısı çok şiddetli bir şekilde devam ediyorsa, kanal tedavisine başvurulur. Ancak eğer diş sağlamsa kanal tedavisi yapılmaz. Dişin kökünde bulunan kanal sayısı ve bu kanalların uzunluğuna göre de kanal tedavisi yapılıp yapılmayacağına karar verilir. Diş hekimleri, çekilen röntgene bakarak hasta için bu konuda karar verir.
Kanal Tedavisi Fiyatları
Kanal tedavisi fiyatları belirlenirken uygulama yapılacak dişin kök sayısına bakılır. Birden fazla köke sahip olan dişlerin kanal tedavisi, tek köklü dişlere göre daha yüksek olabilir. Aynı zamanda kaç dişe kanal tedavisi yapılacağı, kanal tedavisinde kullanılan materyal, kron yapılıp yapılmayacağı gibi faktörler de fiyatların belirlenmesinde etkilidir. Hastadan hastaya değişiklik gösteren kanal tedavisi, yapılacak işlem bakımından da değişiklik gösterir. Bu da fiyatların belirlenmesinde etkili bir faktördür.
Diş eti problemi yaşayan hastalar diş eti tedavisi nasıl uygulanır sorusunun yanıtını merak etmektedir. Diş eti tedavisi için seçilen yöntem hastanın durumuna, hastalığın evresine, önceki tedavilerin etki süresine göre tercih edilir. Bu tedaviler cerrahi yöntem gerektiren ve cerrahi olmayan tedaviler olmak üzere 2 gruba ayrılır. Cerrahi olmayan diş eti tedavileri şunlardır:
Profesyonel Diş Temizliği
Plak ve tartarlar, diş eti çizgisinin altına girerse diş eti hastalıklarına neden olmaktadır. Profesyonel diş temizliği sayesinde bu problemden kurtulmak mümkündür. Bunun için diş hekimi, hastanın dişindeki plak ve tartarları derinlemesine temizler. Eğer hasta diş eti hastalığına eğilimliyse, bu durumda 6 ayda bir profesyonel diş temizliği gerekir. Düzenli olarak diş eti temizliği yaptırıldığında diş eti hastalıklarından kurtulmak mümkündür.
Diş Ölçekleme ve Kök Planlama
Eğer diş etlerinin altında plak ve tartar biriktiği tespit edilirse, diş hekimi tarafından ölçeklendirme ve kök planlama yapılır. Lokal anestezi altında yapılan bu işlem, diş eti çizgisinin üst ve alt çizgisindeki plak ve tartarları temizleme işlemidir. Diş kökündeki pürüzlü yerler, pürüzsüz hale getirilir. Bu da bakterilerin üremesi ve yapışması önler.
Diş eti tedavisi için bazen ameliyata ihtiyaç duyulabilir. Bu ameliyatlar şunlardır:
Cep Küçültme Ameliyatı
Bu ameliyat esnasında diş etleri geriye doğru kaldırılır ve alt kısımda biriken tartarlar çıkarılır. Ayrıca diş eti çekilmesinden dolayı oluşan ve tartar dolan cepler de temizlenir. Bazı durumlarda zarar gören diş kemiğinin de düzeltilmesi gerekebilir. Buna da kök planlama denir. Ardından diş etleri, dişin çevresine sıkıca oturtulur ve yerleştirilir. Diş eti ve diş arasındaki boşluğun doğru şekilde kapatılması, bakterilerin üreyebileceği alanı da kısıtlar. Bu da diş eti hastalıklarından dolayı oluşabilecek riskleri azaltır.
Kemik Grefti
Bu operasyonda; diş etinin zarar verdiği kemik yerine, hastanın kendi kemiğinden ya da sentetik kemiklerden elde edilen greftler kullanılır. Bu grefler, diş eti hastalığının zarar verdiği bölgeye yerleştirilir ve o bölgede yeni kemik oluşumuna yardımcı olur. Dişlerin kemiğe yeniden oturtulması amacıyla yapılır.
Yönlendirilmiş Doku Rejenerasyonu
Dişleri destekleyen kemiklerin büyümesine yardımcı olmak ve bu büyümeyi yönlendirmek için diş eti ve dişlerin etrafına bariyerler koyma işlemidir. Öncelikle diş eti cepleri iyice temizlenir ve diş eti dokusu ile diş kökünün ucu kesilen bölgesi arasına emilebilir bir zar koyulur. Bu zar sayesinde kemik doğru bir şekilde büyür.
Hastalığın şiddetine bağlı olarak diş eti tedavisi 3 hafta ile 6 ay arası sürebilir. Hastalığın ne odluğu ve hangi tedavilerin kullanılacağı, tedavinin süresini belirler. Ayrıca işlem süresi de uygulama yapılacak diş sayısına göre değişiklik gösterir. Eğer tek dişin olduğu bölgeye operasyon yapılacaksa işlem 15 dakika sürebilir. Diş sayısı arttıkça bu süre de artar. Kesin olmamakla birlikte genel olarak diş eti tedavisi 1 saat kadar sürer. Tedavi bittikten sonra düzenli olarak 3 ile 6 ayda bir diş hekimine kontrole gidilmelidir.
Diş eti ameliyatından sonra iyileşme sürecinde ağrı olabilir. Uzmanların yazacağı ağrı kesiciler sayesinde bu ağrılar oldukça hafifletilebilir. Eğer bu ağrıların dışında şiddetli bir ağrı varsa, hekime başvuruda bulunmak gerekir. Ayrıca ameliyat esnasında dişler ve diş etleri zorlanacağı için diş etlerinin görünen kısmında şişlikler meydana gelebilir. Bu beklenen ve normal bir durumdur. Ancak şişliklerin inmesine yardımcı olması için soğuk buz ile kompres yapılabilir.
Diş eti tedavisi yaptıranlar tedaviden sonra en az 2 saat gaz tamponlar çıkarmamalıdır. Operasyondan sonra soğuk buz kompresi yaparak ağrı ve şişlik azaltılabilir. Buz direkt uygulanmamalı, temiz beze sarılarak 2-3 dakika aralıklarla tutulmalıdır. Aşırı sıcak veya soğuk yiyecek ve içeceklerden uzak durulmalıdır. Özellikle kanamayı artıracağı için ilk 24 saat bu besinlerden kaçınmak gerekir. Tedavi bittikten sonra ağız dolusu ile gargara yapılmamalı ve tükürülmemelidir. Eğer gerekiyorsa, ağzın kenarı hafifçe silinebilir. Diş eti tedavisinin yapıldığı bölgeye mümkün olduğunca sert besinler temas ettirilmemelidir.

Opening Hours